Popüler Yayınlar

9 Ekim 2013 Çarşamba

Kurban eti yağıyla yenmeli

Geliştirdiği ''Karatay Diyeti'' ile tanınan Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, kırmızı etin çok sağlıklı olduğunu, kurbanın her bölgesinin rahatlıkla yenilebileceğini söyledi.

Kırmızı etin, kolesterolü çıkardığı gerekçesiyle yenmemesini önermenin yanlış olduğunu dile getiren Karatay, şöyle devam etti:

"Çalışmalar da gösterdi ki; kırmızı eti, yumurtayı yağsız yediğimiz zaman çok faydası olmuyor. Bunları yağıyla beraber yediğimiz zaman, mesela saf köy tereyağında yumurta kızarttığımızda ya da pirzolayı yağıyla yediğimizde maksimum derecede etkisi olur. İşte kurban eti bu yüzden yağıyla yenilecek. Çünkü eti yağıyla yediğimiz zaman onun hazmı çok daha rahat olur. Midemiz, bağırsaklarımız yorulmuyor. Onun için birlikte yenilecek. Eti yağıyla birlikte tüketince korkmayacağız, işte o zaman sağlığımıza kavuşacağız."

Bayramda bol mevsim salatası, yoğurt, ayran ve cacık tüketilebilir

Karatay, bayramda bol mevsim salatası, yoğurt, ayran ve cacık tüketilebileceğini belirterek, ekmeği hiç tavsiye etmediğini ancak isteyenlerin çok az yiyebileceğini, pilav olarak da buğdaydan yapılanın tercih edilmesi gerektiğini söyledi. 

Kurbanın etli kemiklerinin saklanmasını öneren Karatay, "Kış boyunca onu paça ve doğal et suyu olarak herkesin kullanmasını öneriyorum. Bağışıklık sistemini en iyi güçlendiren paça ve et suyudur" diye konuştu.

Barbekü soslarının kesinlikle kullanılmaması gerektiğini dile getiren Karatay, "Esas kanserojen olan barbekü soslarıdır. Et kızartılırken tuz bile konulmayacak" ifadelerini kullandı.

8 Ekim 2013 Salı

Konsantre olamayan çocuk 'duyma sorunu' yaşıyor olabilir

Özel Tekirdağ Yaşam Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Fulya Aydın, çocuğun iyi duyamadığı için konsantre sorunu yaşayabileceğini söyledi.
 Okula başlayan çocukların muhakkak bir uzman kulak burun boğaz hekimi tarafından muayene edilmesi, kulak sorunları varsa çözülmesi gerektiğini dile getiren Dr. Fulya Aydın, "Çocuğunuz yeni eğitim ve öğretim yılına başladı. Beraberinde sorumluluklar ve bazı sorunlar sizleri bekliyor. Elbette kural değil ama okula başlanan ilk aylarda bazı okul çağı enfeksiyonlarının geçirilmesi ve bağışıklık kazanması çocukların büyük çoğunluğunun yaşamasını beklediğimiz bir sıkıntıdır. Bir diğer sorun ise derslere ve öğretmene alışma ve konsantrasyon problemleridir. Öncelikle hiperaktivite ve dikkat eksikliği kararını elbette çocuk psikiyatristi verir ancak öncesinde elenmesi gereken başka sorunlar da olabilir. Örneğin çocuğunuz iyi duyamadığı için konsantre olamıyor olabilir. Bu akla gelmesi ve mutlaka araştırılması gereken bir durumdur" dedi.
  Kulak sorunlarına erken dönemde tanı konulmadığı takdirde kalıcı işitme kayıplarına sebep olabileceğini ve bireyin tüm yaşantısını etkileyecek hale gelebileceğini söyleyen Dr. Aydın, "Yine aynı şekilde çocuğun gece uykularını bozan ve dolaysıyla kulağını etkileyen şey büyümüş bir geniz eti veya büyük bademcikler olabilir. Tüm bunlar erken tanı ile tedavisi mümkün problemlerdir ve okul başarısında son derece önemlidir" diye konuştu.
  İşitme yönünden yapılacak detaylı bir muayene ve sonrasında timpanometri denilen ve çocuklarda objektif sonuçlar veren testin yapılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Aydın, test ile kulak zarı arkasında sıvı olup olmadığı ve zarda çökme veya orta kulakta basınç değişikliği oluşturan problemlerin olup olmadığının da izlendiğini belirtti.

  Geniz etinin varlığı da çocuğun okul başarısını etkileyen diğer önemli kulak burun boğaz hastalığı olduğunu kaydeden Dr. Aydın, "Gece uyku kalitesi düşük olan bir çocuğun gün içinde huzursuz ve aksi davranışları ile beraber derse konsantrasyonu düşük olacaktır. Çok şımarık, aşırı hareketli veya dersi dinlemeyen bir çocukta temel problem ciddi bir burun tıkanıklığı olabilir. Yarattığı sıkıntılar çok olsa da tanısı ve tedavisi mümkün olan ve zor olmayan geniz eti ve işitme azlığı gibi durumlarda da her hastalıkta olduğu gibi erken tanı ve tedavi esastır. Önemli olan şüphelenerek doğru adrese doğru zamanda başvurmaktır" dedi.

6 Ekim 2013 Pazar

Çocuğun zekâ gelişimi aileye bağlı

KARS
Psikolojik Danışman Dr. Fatih Kalkınç, çocukların doğumlarından sonra zekâsının yüzde 50 artmasının anne ve babaya bağlı olduğunu söyledi.
Kars'ta Ay Işığı Derneği'nin (AED) organize ettiği konferansa katılan Kalkınç, Halk Eğitim Merkezi'nde anne ve babalara çocuk eğitimindeki rollerini anlattı.
Çocuğun yapması gerekenleri anne ve babaların yapmaması gerektiğini ifade eden Kalkınç, bir çocuğun dört yaşındayken kendi elbiselerini giyebileceğini, altı yaşındayken de ayakkabılarını bağlayabileceğini belirtti. Günümüzde anne ve babaların, çocuklarını 7-8 yaşına geldikten sonra eğitmeye başladığını kaydeden Kalkınç, yapılan araştırmalar neticesinde, çocuk eğitimine hamilelikten iki yıl önce başlanması gerektiğinin tespit edildiğini vurguladı. Özellikle hamilelikte 17. haftadan itibaren çocukta kulakların oluştuğunu belirten Kalkınç, "Yani anne ve baba ne derse çocukları bunları duymaya başlıyor. Dolayısıyla 4. aydan itibaren bebekle konuşmaya başlamalısınız. Hatta hamilelik döneminde dinlenmesi gereken bazı müzikler var. Onlar dinlediği zaman bebek çok daha sağlık bir şekilde dünyaya gelmektedir." dedi.

Kalkınç, aynı sınıfta biri yaramaz, biri akıllı, biri haylaz biri sakin, biri çalışkan, diğeri tembel öğrenciler bulunduğunu hatırlatarak, "Düşünün ki o sınıfta öğretmen, sınıf, her şey aynı, fakat öğrenciler farklı farklıdır. İşte 'okul neden evde başlar' sorusunun cevabı burada saklıdır." diye konuştu. Kalkınç, günümüzde çocuklar konusunda doğru yapıldığı zannedilen çoğu şeyin yanlış olduğunun görüldüğünü belirterek, "Zeka eşittir yetenektir. Küçük çocuklarımızın anne ve baba bir şey demeden kendiliğinden dersine çalışması, ayakkabısını bağlaması, yeri geldiğinde anne babaya yardımcı olması, ihtiyaçlarını kendisi görmesi çocukta zekânın birer örneğidir."...