Popüler Yayınlar
-
Evlilikleri bitiren karşılıklı ilgisizlik, çiftlerin boşanma sebeplerinin başında geliyor. Zira iş dönüşü sıcak bir tebessüm bekleyen erk...
-
Osmanlı'nın kuruluş ve yükseliş döneminde medreseler ve Enderûn Mektebi'nin hâricinde iki tür özel okul bulunmaktaydı. Bunların bi...
-
Dünyada ne çok dünya var; ne çok ülke, kent, yol ve arzu… Yolların birleştiği kavşaklarda nereye gideceğini bilemeyen ne çok kafası karışık...
-
30 Mart yerel seçimleri sonuçları konusunda en isabetli oranlara ulaşan Gezici Araştırma Şirketi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi bir ank...
-
Uzak Doğu kökenli olan yüz refleksolojisi, vücudun belli bölgelerinde toplanmış enerjiyi çözüyor ve bedenin kendi kendisini iyileştirme g...
1 Nisan 2013 Pazartesi
İNSAN-HUMAN: Günde bir kadeh, alkole bağlı kanserleri artırıyor...
İNSAN-HUMAN: Günde bir kadeh, alkole bağlı kanserleri artırıyor...: Her gün bir kadeh alkolün kalp ve şeker hastalıklarına iyi geldiği yönündeki iddialar bilimsel olarak çürütüldü. Araştırmaya göre alkol ku...
Günde bir kadeh, alkole bağlı kanserleri artırıyor
Her gün bir kadeh alkolün kalp ve şeker hastalıklarına iyi geldiği yönündeki iddialar bilimsel olarak çürütüldü. Araştırmaya göre alkol kullanımı için güvenli bir eşik yok. Az miktarda alkol alımı bile kanser riskini önemli derecede artırıyor. Mesela, kadınlarda meme kanserine bağlı ölümlerin yüzde 15’inin sebebi alkol.
Amerika Birleşik Devlet-leri’nin saygın bilimsel tıp dergilerinden ‘American Journal of Public Health’ Nisan 2013 sayısında ezber bozan bir araştırmaya yer verdi. David E. Nelson imzalı makaleye göre, düşük miktarda alkol tüketimi ile kanser arasındaki ilişki bilimsel olarak kanıtlandı. Buna göre erkeklerde günde 1,5 kadehten az alkol tüketimi, alkole bağlı oluşan kanserlerin yüzde 16 ila yüzde 25’ine kadar yol açıyor. Kadınlarda günde bir kadehten az alkol tüketimi ise alkole bağlı gelişen kanserlerin yüzde 31 ila yüzde 51’ine kadar neden oluyor.
Buna göre bazı yayınlarda kalp ve şeker hastalığına karşı düşük doz alkolün koruyucu etkilerinden söz edilse bile alkol, başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa ve bu şekilde kurtaracağı hayatların 10 katı kadar ölüme yol açabiliyor. Alkol kullanımı, dünya genelindeki ölümlerin yüzde 4’üne neden oluyor. Alkole bağlı ölümlerin en sık nedenleri arasında kanser, kalp hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları yer alıyor.
Çalışmada 2011 yılında yayımlanan bir makaleye de atıfta bulunuluyor. Buna göre 8 Avrupa ülkesinde 350 binden fazla kişi arasında araştırma yapıldığı ve alkol kullanımının erkeklerde görülen kanserlerin yüzde 10’undan kadınlarda ise yüzde 3’ünden sorumlu olduğu sonucuna yer veriliyor. Düşük dozda olsa bile alkol kullanımında ağız içi, yutak, gırtlak, yutma borusu, pankreas ve karaciğer kanserlerinin gelişme riski artabiliyor.
“Alkolle mücadele ‘Ulusal Kanser Önleme’ programına alınmalı”
Çalışmayı değerlendiren Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yalçın alkolün, özellikle de şarabın, kalp hastalığına karşı olumlu etkilerine dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtiyor. Aynı zamanda Ulusal Kanser Danışma Kurulu Başkanı olan Prof. Yalçın, “Günde 1 kadeh alkol alımının bile kanser ve kansere bağlı ölümler bakımından oldukça riskli olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Alkolün kalbe etkisi olumsuz olup, iddia edildiği gibi üzümden elde edilen şarabın kalbe faydası, içerdiği alkolden değil, içerdiği üzüm suyundaki “resveratrol” denen molekülden kaynaklanmaktadır.” diye konuşuyor...
31 Mart 2013 Pazar
Sürekli aynaya bakmak imaj takıntısı olabilir
Son zamanlarda yaygınlaşan bir takıntı var: Beden imaj takıntısı. Bu insanlar bedeninin bir yerini kusurlu görür ve bunu düşünmekten kendini alamaz.
Zamanının çoğunu bu kusuru düşünerek ya da üzülerek geçirir. Uzmanlarsa normal şartlarda gün içinde hemen herkesin sadece birkaç dakikasını görünümüne harcamasının doğal olduğunu söylüyor. Sürenin uzaması halinde takıntı riski de artıyor. Beden imaj takıntısı, ergenlik döneminde özellikle bayanlarda görülüyor. Bu dönemde vücudunun bir ya da birkaç bölgesini kafasına takan kişiler günün her saatini o problemle yaşamak zorunda kalabiliyor. Takıntının belirtilerinden en önemlisiyse kişinin kusurlu bulduğu bedensel bölgesiyle aşırı uğraşıyor olması. Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği Uzman Psikoloğu Zehra Erol, “Örneğin gözlerini çok küçük ve çekik gören kişi kendini çocuksu gösterdiğine inanır. Bu nedenle de ayna ya da cam olan yerlerden uzak durur. Bu çocuksu görünüşü nedeniyle işe başvurmak, insanlarla ilişki kurmak oldukça güçtür. Bu kişiler için çevresindeki insanların kendisi ile ilgili ne düşüneceği ve nasıl tepki vereceğine zamanını harcar.” diyor. Kişinin görünümü ile ilgili kusurları kontrol etmesi, değerlendirmesi, düzenlemek için büyük miktarda para ve zaman harcamasının normal olmadığını ifade eden Erol, “Takıntılı insanlar kusurlarını kapatmak için sürekli aynaya bakar, kendini tartar, kilosuna bakar, abartı makyaj yapar, kıyafet değiştirir, saçının modelini ve rengini değiştirir.” ifadelerini kullanıyor. Bu kişilerin çevresinden bu kusurun çok büyük olmadığı veya açık olmadığına dair telkin beklediğini kaydeden Erol, şöyle konuşuyor: “Bu kişilerin rahatlaması için aynı sıkıntıyı yaşayan başka insanların da var olduğunu ve tedavi edilebileceğini bilmeleri gerekiyor...
http://www.zaman.com.tr/aile-saglik_surekli-aynaya-bakmak-imaj-takintisi-olabilir_2072057.html
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)