Popüler Yayınlar

26 Nisan 2013 Cuma

Aşırı korumacı tutumla yetiştirilen çocuklar daha pısırık oluyor


Aşırı korumacı ebeveynlere sahip çocukların, akranlarından daha pısırık olabilecekleri bildirildi.
Sempozyum öncesi Kahire’de görüştüğümüz Cuma, ‘icma'nın dinin temel esaslarından biri olduğunu, yüzyıllardır İslam âlimlerinin bu yolla dinî konulara yeni yorumlar getirdiğini söyledi. İslam dünyasında büyük bir üzüntü meydana getiren ABD’nin Boston şehrindeki saldırıyla ilgili de “İslam, terörü, adam öldürmeyi ve hangi ülkede olursa olsun emniyeti ihlal etmeyi yasaklıyor. İslam, dünya barışının, sosyal barışın ihlal edilmesinin karşısındadır.” diyor.
Mısır’ın eski Müftüsü Ali Cuma, icma yoluyla Müslüman müçtehidlerin Kur’an ve sünnete bağlı kaldığını, çağın sorunlarına ve yeni karşılaşılan konulara da bu sayede dinin bakışını sunduğunu ifade ediyor. Bu bakımdan yapılacak konferansın çok büyük önem arz ettiğini vurguluyor. İslam ülkelerinin birlik oluşturmasının İslam ümmeti için çok büyük faydalar getireceğini belirten Cuma, İslam Konferansı Teşkilatı ve İslam Kalkınma Bankası ile aslında bu yola girildiğini dile getiriyor.
    Türkiye ve Mısır’ın Sünni İslam dünyasının en güçlü iki ülkesi olduğuna işaret eden Cuma, “500 yıl birlikte yaşayan iki ülkenin güçlü bir birliktelik oluşturması durumunda İslam aleminde yeni bir diriliş yaşanacak. Türkiye, ekonomik ve siyasi anlamda İslam dünyası için çok iyi bir örnek teşkil ediyor.” ifadelerini kullanıyor. Fethullah Gülen’den bahseden Cuma, Gülen’in kalbinde taşıdığı nurun yüzüne aksettiğini söylüyor ve ekliyor: “O nur ve zikirler amellerine yansıyor. Kulub-ud Daria’sından Siyer-i Nebevi’ye, yaşadığımız çağa, madde ve mana bütünlüğü oluşturmuş ve bütünlük teşvik ettiği eğitim yuvalarına aksetmiş.”
Gülen’in bütün eserleri Arapçaya çevrilmeli
Konferansta Mısır’ı temsil edecek alimlerden Kahire Üniversitesi Bilimler Fakültesi İslam Felsefesi uzmanı Prof. Abdulhamid Abdulmunim Medkur da neredeyse Müslümanların hayatından çıkan, hayatiyet ve fonksiyonunu kaybeden İslam inanç ve hukuk kaynaklarından biri olan icmanın bu konferansla tekrar İslam ümmetinin gündemine girecek olmasının çok önemli olduğunu ifade ediyor. Medkur, “İcmanın; Müslüman toplumun gerek kendi fertleri arasındaki ilişkilerinde gerekse gayri İslami toplumlarla ilişkileri düzenlemede hiçbir etkisi kalmamıştır.” diyor.
    Medkur, Gülen’in tüm eserlerinin acilen Arapçaya tercüme edilerek Arap dünyasına sunulması gerektiğini her platformda da dile getirdiğini belirtiyor. Hocaefendi’nin en dikkat çekici özelliklerinden birinin söz ve düşüncelerinin salt bir nazariye ve ütopyadan ibaret kalmamış olmasını gösteren Medkur, “Hizmet hareketini İslam ümmetinin yeniden dirilişine örnek gösterilebilecek bir hareket olarak görüyorum.” diyor ve ekliyor: “Madde ile mananın iç içe geçtiği, kalp ve kafa izdivacının sağlandığı, dini ilimlerle modern bilimlerin ahenkle buluştuğu ve her yönüyle ruhaniyat ve maneviyatın hâkim olduğu bir dille anlatılan bu düşünce mirası herkesle paylaşılmalı.”
    Sempozyuma katılacaklardan biri de Faslı ünlü alim Ahmed el-Abbâdî. İcmanın yıllar boyu sadece kitaplar arasında hukuk ve hukuk metodolojisine ait bir konu olarak kaldığını söyleyen Abbadi, asırlar boyu zamanın etkisiyle Allah Resulü (sas) dönemindeki etkinliğini kaybeden icma ve kolektif şuur prensibinin, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin önayak olduğu konferansta bütün yönleriyle ele alınacağını dile getiriyor. İlim ve fikir adamlarının küreselleşen dünyada tüm insanlığı ilgilendiren sorunlara icma yörüngeli çözümler üretmenin yollarını arayacağını kaydeden Abbadi, “Bu konferansta, İslam hukuk ve içtihat kaynaklarını yeniden gözden geçirecek, bu ümmetin problemlere çareler üretme, gelecek adına öneriler sunma ve planlar yapma kudret ve kabiliyeti üzerinde fikir jimnastiği yapacaklar.” diyor.
80 ülkenin İslam âlimleri ‘icma’da birleşecek
İslam dünyası, ‘Ortak yol haritası; İcma ve Kollektif Şuur’ konulu sempozyumda bir araya geliyor. Yeni Ümit ve Hira dergileri tarafından düzenlenen programa 80 ülkeden 630 İslam âlimi, akademisyen, devlet adamı ve kanaat önderi katılıyor. Cumartesi günü İstanbul Kongre Merkezi’nde başlayan toplantı iki gün sürecek. Yeni Ümit Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Çapan, bu yılki sempozyumun konusunu Fethullah Gülen Hocaefendi’nin rehberliğinde ve onun tavsiyeleriyle belirlediklerini dile getiriyor. 4 bin kişinin takip etmesi beklenen sempozyumda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez başta olmak üzere Mısır Büyük Âlimler Konseyi Üyesi Prof. Dr. Muhammed İmâra, İslamî Araştırmalar Akademisi Başkanı Prof. Dr. İsam Beşir, eski Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Yıldırım gibi daha birçok isim katılacak. Sempozyumun ilk günü ‘icma’ kavramının hukuki veya fıkhi terimleri ele alınacak. Müslümanların davranış ve fikir birliği sağlaması için izleyeceği yol haritası incelenecek. İkinci günü ise icmanın eğitim ve sosyal boyutları, icmanın günümüz şartlarında fonksiyonel hale getirilmesi konuşulacak. Mehtap TV, Ebru TV, Irmak TV, Cihan Haber Ajansı ve birçok internet sitesinde canlı olarak yayınlanacak sempozyumdaki sunumların Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce ve Fransızca olmak üzere anlık beş dile çevirisi yapılacak. KEVSER KULAKSIZ, VEYSEL ENGİ  İSTANBUL
 ‘Toplumda değişim, siyasetle değil kolektif şuurla olur’
İcma sempozyumuna iştirak edecek katılımcılardan Sudanlı bakan Muhammed Yakuti, küresel hadiselerin kısa ömürlü duygularla başlayıp bittiğini, bu yüzden toplumda esas değişimin siyasetle değil, vicdan ve kolektif şuurla gerçekleşebileceğini vurguluyor. İcma konusunun hayatiyetine dikkat çeken Yakuti, “Müslümanların her zamankinden daha fazla birlik olmaya ihtiyaç duydukları bir zamanda artık herkes kendi nefsini bir kenara bırakıp birlik için mücadele vermeli. Düşüncesiz kalabalıkların sokaklara çıkıp nutuklar attığı bir dünyada, ümmetin geleceği adına olumlu neticeler verecek kolektif şuur oluşturmak elimizdedir.” diyor. Türk okullarının yetiştirdiği insan modeliyle tüm toplumların problemlerine çözümler ürettiğini dile getiren Yakuti, “Bu okullar, gerçek değişim felsefesinin; kültürle, eğitimle ve ciddi insan modeliyle olacağını göstermiştir.” ifadelerini kullanıyor. Yakuti, Hizmet Hareketi’nin dünyaya mal olduğunu ve Efendimiz’den (sas) günümüze aynı çizgide uzandığını vurguluyor: “Efendimiz de yine doğrudan topluma yönelik, onların iç âlemlerine seslenmişti ve ortaya çıkan sorunlarına çözümler bularak peygamberlik vazifesini yerine getirmişti. Hizmet Hareketi Kur’anî bir harekettir. Fethullah Gülen Hocaefendi de düşüncelerini güncel yaşama uygulayabiliyor.

24 Nisan 2013 Çarşamba

Tıkalı burun deyip geçmeyin


Tıkalı burun akciğerden kalbe birçok organda gelişen rahatsızlıkların temel sebebi. Hastalar ilaç ya da cerrahi tedaviyle düşen yaşam kalitesine yeniden kavuşabilir.
Burundan nefes alamadığınız için uykusuz geçen geceler, ağzı açık yatmak zorunda kaldığınız için sabah oluşan rahatsız edici ağız kuruluğu,  geniz ve burun akıntısı, baş dönmesi ve kronik yorgunluk… Burun tıkanıklığından muzdarip hastaların ortak derdi bunlar. Peki, burun tıkanıklığı neden olur? Ne gibi sağlık problemlerine yol açar ve tedavi yolları neler? Cevapları Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Muhammet Dilber’den dinledik. Burun, geçirdiğimiz üst solunum yolu enfeksiyonları, sigara kullanımı, kötü hava şartları ya da kısa süreli alerjik sorunlar nedeniyle tıkanabilir. Bu durumda çözüm daha çok burun açıcı spreyler, alerji ilaçları ve burna tuzlu su çekilmesi gibi basit yollarla çözülebilir. Uzun süreli burun tıkanıklığındaysa burun kıkırdağı veya kemik eğriliği (deviasyon) en sık karşılaşılan sebeplerden. Burun eti büyümeleri, alerjik sorunlar, geniz eti ve kronik sinüzit de yıllardan beri süregelen burun tıkanıklığının nedeni olabilir. Kadınlarda adet dönemleri ve hamilelikte yaşanan hormonal değişimler de burun etlerinin şişmesine yol açarak tıkanıklık yapabiliyor.

Nelere yol açıyor?

Devamlı ağız solunumu yapmak zorunda kalındığı için sık tekrarlayan boğaz enfeksiyonları ve müzminleşmiş farenjit görülür.
 Horlama ve uyku bozukluklarına yol açabilir.
 Uykuda nefes durması ve bunun sonucunda da tansiyon ve kalpte ritim bozukluğu gelişebilir.
 Mevcut akciğer ve kalp problemlerini ağırlaştırır.
 Astımı kötüleştirir.
 Sabahları ağız kuruluğu yapar.
 Cinsel fonksiyon bozukluklarına sebep olur.
 Psikolojik sorunlar gelişmesine yatkınlık artar. Bu hastalar özellikle sinirli olduklarından yakınır. Kronik depresyon hali olabilir.
 Ses kalitesi bozulur ve burundan konuşma gelişir.
 Çocuklarda geceleri altını ıslatma problemleri olabilir.
 Kronik yorgunluk artar.
 Migreni tetikleyerek kronik baş ağrısı sorunlarına yol açabilir.

Kurtulmak mümkün mü?

Tedavi sürecinde öncelikli olarak ilaç tedavisiyle kronik sinüzit, alerjik rinit, burun eti büyümesi sorunları giderilmeye ve burun tıkanıklığı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Buna rağmen çözülemiyorsa, burun etleri radyofrekans yöntemiyle küçültülüyor. Bununla da düzelme olmuyorsa cerrahi tedavi uygulanır. Burun deviasyonu denilen kemik ya da kıkırdak eğikliklerinde ve şekil bozukluğuna bağlı burun tıkanıklığı olgularında ilaç tedavisi endoskopik ya da klasik yöntemlerle cerrahi olarak tedavi ediliyor. 

23 Nisan 2013 Salı

Ağlayan bebeği kucaklamanın yararı kanıtlandı!


Japon bilim adamları, ağlayan bebeği kucaklayıp hafifçe sallamanın yararlı olduğunu bilimsel olarak kanıtladı.

Başkent Tokyo 'nun kuzeyindeki Saitama'daki Beyin Bilim Enstitüsü'nde görevli bilim adamlarının araştırmasına göre, bebek ağladığında kucaklandığında kendini daha rahat hissediyor. Doktor Kumi Kuroda, "Bebek ler, anneleri tarafından kucaklandığı zaman daha rahat hissediyor." dedi. Japon uzmanlar, ağladığında kucaklanan bebeğin kalp atışının normale döndüğünü belirledi.

Bilim adamı Kuroda, ağlayan bebek lerin ailesi üzerinde bir nevi kontrol oluşturmaya çalıştığına yönelik teorilerin bu şekilde hatalı olduğunu da gösterdiklerini vurguladı. 

Kuroda, "Bu araştırma, ebeveynlerin çocukların hareketlerini yanlış anlamalarının da önüne geçecek." diye konuştu.